Hayatın hızına kapıldığımız günlerde çoğu zaman unuttuğumuz bir şey var: kendimize zaman ayırmak. Oysa küçük bir mola, bir fincan kahve eşliğinde geçirilen birkaç dakikalık sessizlik, hem bedenimizi hem de zihnimizi tazelemek için büyük bir fırsattır. Watch House Coffee’de biz bu kısa molaların değerini çok iyi biliyoruz.
Kahve, sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir yavaşlama davetidir. Kalabalıkların ortasında tek başınıza kaldığınız bir masa, pencere kenarında dalıp gittiğiniz bir an ya da sabahın ilk ışıklarıyla gelen taze kahve kokusu… Tüm bu anlar, kendinizle kurduğunuz bağın birer yansımasıdır. Kahve, sizi acele etmeye değil, anın tadını çıkarmaya çağırır.
İşte bu yüzden Watch House Coffee’yi sadece kahve içilecek bir yer değil, nefes alınacak bir alan olarak tasarladık. Burada kahvenizle baş başa kalabilir, kitabınıza gömülebilir ya da sadece camdan dışarıyı izleyebilirsiniz. Çünkü bizce her insan, gün içinde kendine ait küçük bir durak hak eder. Ve o durakta en iyi eşlikçi, elbette ki iyi demlenmiş bir kahvedir.